1- KURT COBAIN'İN ÖLÜMÜ
Kurt Cobain'in intiharı müzik tarihinin en şok edici olayları arasında ilk sıraya yerleşiyor. Müzikte devrim yaratan, müziğin algılanış biçimini kökten değiştiren ve bu anlamda bildiğimiz, alışık olduğumuz tüm kaideleri alt üst eden Kurt Cobain'in kendisi için belirlediği son da müzik adına yaptığı şeyler kadar şok edici olmuştu. Nirvana'nın bu kadar büyüyeceğini, yer altından çıkıp popüler platformda zirve yapacağını, en önemlisi kayıp kuşağa liderlik edeceğini hesap edememişti Kurt Cobain. Onu 'gönülsüz' rock yıldızı olarak anmamız da bu yüzdendir hep. Mart '94'te Roma'da bol miktarda ilaç ve içki aldıktan sonra hastaneye zar zor yetiştirilen ve ölümden dönen Kurt Cobain'in bir dikkatsizliğe kurban gitmediği, bu vukuatın aslında bir intihar teşebbüsü olduğu bir ay sonra anlaşılmış oldu zaten. Roma tecrübesinden sonra yatırıldığı rehabilitasyon merkezinden kaçan ve kendisini Seattle'daki evine kapatan Kurt Cobain'in cesedi ölümünden dört gün sonra, 8 Nisan '94'te bir elektrik teknisyeni tarafından bulundu. "Rock'n roll denen miti işte böyle paramparça ederim" demiş oldu bir bakıma.
2- SEX PISTOLS'IN CANLI YAYINDAKİ KÜFÜR ŞOVU
Müzik tarihinde tüm zamanların belki de en şok edici anına Sex Pistols gibi öncü bir grubun imza atmış olması gerekiyordu elbette. Sex Pistols'ın varoluşu zaten başlı başına bir sansasyondu aslında, bu sebeple yaptıkları tek bir şey değil pek çok şey müziğin gidişatını değiştirmiş ve alışılmış değerleri alt üst etmişti. Ama 1976'da meydana gelen bir olayın sadece müziği değil dünyayı da değiştirdiği söylenir hala. O yıllarda punk diye bir şeyin ortaya çıktığı ve kendilerine Sex Pistols diyen bir grup manyağın da söz konusu harekete öncülük ettiği biliniyordu ama henüz ortada dünyayı sarsacak türde bir sansasyon yoktu. Sex Pistols'ın menajerliğini üstlenen Malcolm McLaren ise umutluydu, eninde sonunda ses getireceklerdi. Ama galiba o bile yarattığı grubun hiçbir şeyi iplemeyecek kadar 'punk' olduğunun farkında değildi. İşte 1976'da Sex Pistols İngiliz tv'sinin hatrı sayılır şov programlarından biri olan Today Show'a konuk oldu. Grup üyeleri yerlerinde öylece oturuyorlardı, programın meşhur sunucusu Bill Grundy ise grup üyelerinin kendilerini rezil edecekleri anı kolluyor ve saçma sapan sorularıyla onları gaza getirmeye çalışıyordu. Kendine çok güvenen Grundy programın sonunda "Hala bir on saniyeniz var, hadi şöyle olay yaratacak bir şey söyleyin" dedi Sex Pistols üyelerine, kimlerle uğraştığının hiç de farkında olmadan. Cevap Sex Pistols gitaristi Steve Jones'dan geldi ve tv tarihinde ilk kez bir canlı yayın böylesine bir küfür bombardımanı ile karşılaştı. Steve Jones'un sakin ve umursamaz tavrı ise Sex Pistols'ın ne olduğunu izah etmeye yetiyordu. Bill Grundy olay akabinde işinden atıldı, İngiltere ise yeni güne "The Filth and the Fury" manşetiyle merhaba dedi. Artık herkes punk'ın anlamını ve Sex Pistols'ın kim olduğunu biliyordu.
3- TUPAC SHAKUR CİNAYETİ
Sansasyon ve rap'i birbirinden ayrı düşünmek biraz zor hatta imkansız gibi. Rap camiası her daim büyük sansasyonlara şahit olmuştur fakat söz konusu vukuatlardan bir tanesi müzik tarihinde şok edici bir an olarak yer edecek boyutlara ulaşmıştır. Tupac Shakur'un şok edici ölümü rap camiasında gangster filmlerindekinden de beter bir mafyacılık oyunu döndüğünü gözler önüne sermişti. Olayın çıkış noktası gangsta rap'e ev sahipliği yapan Death Row adlı bir plak şirketi. Eski bir bodyguard olan ve daha sonraları uyuşturucu ticaretinden indirdiği paralarla Death Row'u kuran Marion 'Suge' Knight ise trajedinin başrolünde yer alan isimlerden biri. Dr Dre ve Snoop Dogg'u bünyesinde barındıran şirket rivayete göre şiddet kullanmak suretiyle pek çok yeni ismi bünyesine geçiriyordu. Dre ve Snoop Dogg Death Row'dan ayrıldığında şirketin tek yıldız ismi Tupac olmuştu. Bu sırada Doğu Yakası'nda ise Sean Puffy Combs (P Diddy) Bad Boy Records'ı hayata geçirmişti, onun bir numaralı yıldızı ise 'Biggie' Smalls, yani nam-ı diğer Notorious B.I.G. idi. Rap camiasındaki doğu-batı savaşının en belirgin örneği olan Death Row-Bad Boy Records kapışması ilerleyen zamanda iki rapper'ın ölümüne sebep oldu. Soyguna uğrayan ve vurulan Tupac başına gelenlerden Puff Daddy ve Notorious B.I.G.'yi sorumlu tuttu. Karşı taraf ise cevap vermekte gecikmedi, Tupac Eylül '96'da izlemeye gittiği bir Mike Tyson maçından sonra vuruldu ve beş gün sonra hayata veda etti. Fakat hikaye burada son bulmadı. 1997'de, bir rap dergisinin verdiği partiden çıkıp evine gitmek üzere yol alan Notorious B.I.G. kimliği tespit edilemeyen biri tarafından vurularak öldürüldü. Olaylarla bağlantısı bulunduğu düşünülen Suge Knight ise o sıralar zaten hapisteydi.
4- MADONNA'NIN 'LIKE A PRAYER' VIDEOSU ve 'SEX' KİTABI
Artık bir ikon olarak anılan Madonna müzik tarihinde birden fazla vukuata imza atmış, her hareketiyle sansasyon yaratmayı başarmış nadir yıldızlardan biri olarak gösterilebilir. İlk çocuğunu doğurduktan sonra ruhani alemlere dalıp ortamlardan elini ayağını çekmiş olabilir fakat Madonna her zaman o en cüretkar halleriyle hatırlanacak şüphesiz. Bir yıldız olmadan önce çektirdiği çıplak fotoğrafları, çılgın sahne şovları, ilişkileri ve beyanlarıyla özellikle '80'li ve '90'lı yıllarda tam anlamıyla 'esen' Madonna'nın müzik tarihinde yer eden şok edici ilk anı şüphesiz ki 'Like A Prayer' için çektiği video oldu. Mart 1989'da MTV'de prömiyerini yapan video klibe yönelik ilk tepki İtalya'dan, katolik bir gruptan geldi. Söz konusu grup Madonna'yı dini suistimal etmekle suçladı ve klip yayından kaldırılmadığı takdirde yasal işlem başlatılacağını iddia etti. Amerikan Aile Birliği ise aynı gerekçeyle Madonna'nın 1989 yılının ilk ayında Pepsi ile yaptığı beş milyon dolarlık anlaşmayı zora soktu. Söz konusu komite, Madonna ile yapılan anlaşma feshedilmediği takdirde tüm Pepsi ürünlerini bir yıl süresince boykot edeceğini açıkladı. Nisan ayında yapılan açıklamayla Pepsi, anlaşmayı bozduğunu ve Madonna ile çekilen reklamların yayından kaldırılacağını açıkladı.
Bu tip olaylar Madonna'yı durdurmak için yeterli olmadı elbette. Sansasyonel yıldız en cüretkar anlarını gözler önüne seren 'Sex' adlı kitabını 1992'de yayınladı. 128 sayfadan oluşan bu kitap Madonna'nın fotoğrafçı Steven Meisel tarafından yakalanan en mahrem pozlarından oluşuyordu. Piyasaya sürüldüğü gün Amerika'da 150 bin satan kitabın dünya çapında ulaştığı satış rakamı ise 1,5 milyon oldu. 'Sex' Japonya'da yasaklandı ve Madonna'nın başına yasal anlamda pek çok bela da açtı. Madonna '92'de People dergisi tarafından yılın en sansasyonel 25 kişisinden biri olarak gösterildi, İngiliz müzik yayını NME'nin okuyucuları ise 'Sex'i yılın en hip olayı olarak yorumladı. Piyasaya çıktığında 45 dolara satılan 'Sex' adlı bu kitabı şimdilerde bulmak ise imkansız. Piyasaya çıktığı yıl tükenen ve yeniden basılmayan 'Sex' şu sıralar sadece ebay üzerinden bulunabiliyor. Satış fiyatı ise 400 - 500 $ arasında gidip geliyor.
5- OZZY OSBOURNE'UN YARASA AVI
Black Sabbath yıllarında uyuşturucu ve alkolün de büyük etkisiyle türlü çılgınlıklara imza atan Ozzy Osbourne'un müzik tarihinde yer eden en şok edici vukuatı artık bir efsaneye dönüşen 'yarasa' operasyonu olmuştur. Black Sabbath'ın 20 Ocak 1982'de Des Moines'de verdiği bir konserde bir fan tarafından sahneye fırlatılan yarasayı tutup, ağzıyla kafasını kopartan Ozzy Osbourne, böylelikle metal müziğin dış dünya tarafından algılanış biçimini de değiştirmiştir (metalciler kafa koparır, civciv ezer efsaneleri gibi). Söz konusu efsanenin göz ardı edilen bir başka boyutu daha var elbette. Ozzy Osbourne sahneye atılan yarasanın plastik, yani oyuncak bir yarasa olduğunu düşündüğünü -o sırada kafasının epey iyi olduğunu da unutmayalım- ve bu sebeple kafasını koparmaya yeltendiğini açıklayıp bu deneyimi hayatının "en korkunç, en acı" anı olarak yorumladı sonradan. Ozzy Osbourne'un en az yarasa faciası kadar efsaneleşmiş bir başka vukuatı ise CBS Records ile yaptığı toplantı esnasında gerçekleşen 'güvercin' operasyonudur. Söylentiye göre plak şirketinin Los Angeles'da düzenlediği basın toplantısında fazlasıyla sıkılan Ozzy, beyaz bir güvercinin kafasını da ağzıyla koparıp atmıştı. CBS tarafından da onaylanan bu bomba olay -Ozzy'nin söz konusu hareketi bilinçli olarak yaptığı da düşünülecek olursa- yarasa efsanesini ezip geçer.
6- DIMEBAG DARRELL CİNAYETİ
Metal camiasında "Rock müziğin 11 Eylül'ü" olarak anılan "Dimebag cinayeti" müzik tarihinin şahit olduğu en trajik anlardan da biri aynı zamanda. Olayın merkezinde yer alan Damageplan, ex-Pantera gitaristi Dimebag Darrell tarafından, Pantera sayfası kapandıktan sonra hayata geçirilmiş bir gruptu. 8 Aralık 2004'te Ohio'daki Alrosa Villa adlı bir kulüpte sahne alan Damageplan henüz ilk şarkısını bile tamamlamamışken sahneye atlayan bir gencin silahlı saldırısına uğramış, olay sonrasında Dimebag'in de dahil olduğu dört kişi hayatını kaybetmişti. Tanıkların verdiği ifadeye göre saldırıyı başlatan gencin hedef aldığı kişi doğrudan Dimebag'di. Polis tarafından vurularak durdurulabilen saldırganın kimliği olay sonrasında tespit edildi. 25 yaşındaki Nathan Gale annesinin verdiği ifadeye göre paranoyak şizofren teşhisiyle tedavi görmekte olan bir akıl hastasıydı fakat son zamanlarda ilaç tedavisini bırakmıştı. Polisin yaptığı araştırmalar Nathan Gale'ın Dimebag Darrell'ı öldürme sebebinin Pantera fanatikliğiyle ilgili olmadığını gösterse de müzik dünyasında cinayetle ilgili sayısız teori üretildi doğal olarak. Damageplan üyeleri, grubun tur görevlileri ve özellikle de fanlar, cinayeti Pantera fanatikliğinin motive ettiği konusunda hemfikir. Pantera'nın dağılması ve Phil Anselmo ile Dimebag arasındaki sorunlar da Nathan Gale'i tetiklemiş olabilir deniyor.